14 Aralık 2021 Salı

Baş ağrısı

 



Baş ağrısı çoğu insanın müzdarip olduğu bir konu. Bunun Bir çok sebebi olabilir. Her hastanın kan grubu olsun çeşitli rahatsızlıkları olsun her biri farklı sebeb ten baş ağrısı oluşturabilir.

  • Migren
  • Su içmemek 
  • Radyasyon 
  • Saatlerce bir konu üzerinde çalışmak 
  • Göz ile ilgili problemler 
  • Sinüzit 
  • Yorgunluk 

Migren : geçmişte değersizlik duygusu oluşturacak bir travma yaşanmış olabilir.genetik olarak geliyorsa çeşitli teknikler ile genetik kodlardan arındırmak için çalışmalar yapılabilir. 

Susuzluk ta baş ağrısını oluşturan önemli bir etkendir. 

Telefonla çok fazla konuşmak, özellikle şarjı azken.

Kafayı bir konuya yormak beyin çalışırken oksijeni çok tüketir ve arada dinlenip soluklanmak gerekir.

Göz için 6 ayda bir muayene olmak gerekir.

Sinüzit problemi olanlar papatyayı kaynatıp 5 dk kadar buharı ı solumalı. Haftada 2 defa yapılabilir ki Sinüzit aksın.

Yorgunluk için erken yatmak dinlenmek için önemlidir. Vucudun bağışıklık sistemi için de dinlenmesi gerekir.

Ve tepe çakranın sağlıklı çalışması için çalışmalar yapılabilir. Onu ekleyeceğim. 

10 Aralık 2021 Cuma

Yemek Meditasyonu




Yemek meditasyonu
.. 
Farkındalık ile yemek veya içmek üzerine bir uygulama olarak bir meditasyon tekniği söyleyeceğim. Meditasyon sadece hareketsiz kalarak yapılan bir eylem değil hareket halindeyken de yapılan bir eylemdir. aslında meditasyon demek herhangi bir şeye odaklanmak demektir. 
Hiç farkettin mi bazen ne kadar çabuk yemek yediğini? Yemek esnasındayken kafanda bir sürü program, plan, sorun vs varken bir bakıyorsun ki yemek bitmiş. Ne tadını alabilmişsin ne de yemek ile ilgili duygular hissedebilmişsin. Adeta bilinçaltı ile ezbere yemeği yemişsin. 

Yemek meditasyonu nasıl yapılır?
Söylediğim şeyleri şimdi atıştırma yaparken veya yemek yerken uygulayın. Bunun faydasını mutlaka göreceksiniz ki önce alışkanlık haline getirin. 
Bir yemeğin ilk bir kaç dk sında yemeğin tadını alabilmek bütün sindirim sisteminin o yemekten max. fayda almasını sağlar. bu sebebten o gıdayı kokusu, tadı, dokusu ile ağzımızda hissedeceğiz. 
  • Yiyecek önümüzdeyse önce onu inceleyelim rengi görünüşü kokusu..
  • baktığında ne hissediyorsun açlık, hemen yeme isteği..
  • bu yiyecek ile ilgili hatıran var mı ?
  • İlk lokmayı alacağın sıra kokusunu içinize çekin ve hissedin.
  • Lokmanın dilinizde ki hissini farkedin. Sıcaklığı , ılıklığı ..
  • Bir an önce çiğneyip yutmak mı istiyorsun?
  • kaç defa çiğniyorsun ?
  • bazen alışkanlık ediniriz 3 4 defa çiğner yutarız sindirim sistemini yormak için.
  • bugün normalden fazla çiğneyelim. 
  • lokmayı yutarken boğazınızdan geçerkenki hissi nasıl ?
  • ağzınızda bıraktığı tat..
  • Dünyada daha önemli birşey yokmuşçasına.
  • Bir şeyi farkındalık ile yaptığımzda normal alışkanlık ile yaptığımızdan farkı daha ince ve hassas duyguları açığa çıkarır. 
  • Yemekten daha çok haz ve fayda almamızı sağlar. 
  • Belki de daha fazla yemeğe ihtiyaç duymamamızı sağlar.

  • Yemek meditasyonu



    Bu bir nevi verilen nimete şükürdür. Aslında Tefekkürdür. Allahın yarattığı nimetin güzelliklerini düşünmektir. Bu şekilde düşünmek düşünmeyi geliştirerek tefekkürlerimizi artırır. Bizler meditasyon adı verilen bu teknikleri kendi açımızdan değerlendirerek Yaratıcıya yaklaşmanın bir yolunu da açmış oluyoruz aslında. 
Tefekkür ettikçe düşüneceğiz ki bu yiyecek binlerce tohum arasından bir tohumdu içinde dna kodları vardı ve o binlerce birbirine benzeyen tohum arasından kendi özellikleri ile beraber toprakta filizlendi.
topraktan aldığı çamuru enteresan bir biçimde gövdesinden geçirerek acı tatsız ekşi çamurdan süzerek farklı tatlar ve hoş kokulu gıdalar olarak bizlere nimet oldu. Bunlar körelmiş duygularımızı tazeleyecektir.
Böyle düşünen insan hiç mutsuz olur mu ? 


9 Aralık 2021 Perşembe

Çocuklar Tehlikede


                        
Dünya'ya gelmiş bir bebeğin zihinsel gelişimi hızla hayata adabte olabilmek için 7 yaşına kadar devam eder. 7 yaşına kadar zeka ne kadar gelişirse o kadar önemlidir. Bundan sonra gelişen zeka değil artık beyindeki nöronlardır. 
Nöronlar birbirine bağlandıkça beyin fonksiyonları işlevsel faaliyetlerinde bağlandığı ölçüde pratikleşir. Faaliyetler azaldıkça onlar da birbirinden kopar ve beyin tembelleşir. Nöronlar daima artar veya azalırlar. Bu sizin zihinsel aktivitelerinize bağlıdır. Ama belli bir yaştan sonra bu sizi zeki yapmaz. Zeka dediğim gibi çocuklukta bir kısmı genetik kodlar ile gelen bir kısmı da zihnin çalıştırılması, doğru öğrenme, beslenme ve aktif olma ile gelen bir kavrama yeteneğidir.

Günümüzde insanlık gelişen teknoloji ile beraber daha çok düşünme yetisi daha çok zihinsel faaliyetler gerektiren işlerle uğraştığı için yakın geçmişimize göre daha zeki sayılıyor. Oysa ki bu zekayı epifiz bezi de desteklemektedir. Zaman ilerledikçe epifiz bezi gittikçe küçülmekte ve kireçlenmektedir. Gerçek olan şu ki aslında tarihe bakıldığında insanlar daha kıvrak zekaya sahipmiş. Halen anlayamadığımız çeşitli meseleler var. Mısır piramitleri yapılışı itibari ile önemli ölçüde matematiksel bilgi ve zeka gerektiren mimari bir yapı. Mimar Sinanın eserleri de şu an ki basit yapılardan çok daha gelişmiş teknoloji gerektiren eserler arasında. Gene bir çok icat ve buluş o zamanlardan gelmekte ve şuan sadece üzerlerine ekleme yaparak ilerlemekteyiz.
 
Benim anlatmak istediğim asıl mesele şu ki çocuklarımızı televizyon, tablet ve telefonlardan uzak tutmalıyız. Farkına varıyorsak eğer 2 saat boyunca kesintisiz  tv karşısında vakit geçirdiğimizde beynimiz uyuşmuş gibi hissediyoruz. ayağa kalktığımızda kendimize gelmek için bir kaç saniye duraksıyoruz. Bunun sebeblerinden biri 2 saat boyunca beynin boş bir şekilde kendini çalışmaktan uzak tutması ve nöronların birbirlerinden kopması. Sürekli tv izleyen insanlar kendini ifade etmekte güçlük çeker. Duygularını mimiklerini kullanamaz hale gelir. adeta robotlaşır. 

Çocuklar da aynı bu şekilde belli bir zamana kadar korunmazlarsa sürekli ekran karşısında tepkisiz olarak birşeyler izlerlerse gelişim yavaş olur  konuşma güçlüğü çeker ve otistik olma tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar.
Yemek yesin diye açılan tabletler ayrı bir sıkıntıdır ki bununla ilgili bir uygulama yazısı da yazacağım. Çocuk tablet ile yemek yedikten sonra şuna emin olun ki ne yediğini bile bilmiyor olacaktır. Yemeklerin tadını ayırt edemez hale gelecektir.
 Bu bizde de olmuyor mu ? Tv izlerken yemek yiyoruz ve bakıyoruz ki yemek bitmiş ne tadını alabilmişiz ne de  geçen zamanın farkına varabilmişiz. Farkındalık adına birer katliam yapmışız. 
Subliminal mesajlar ile dolu olan teknoljik ekranlar aynı zamanda bilinçaltını olumsuz etkileyip ilerde normal olmayan bazı durumları kişinin normal görmesine sebeb olacaktır.

Aslında şimdilerde zamanın çabuk geçmesinden şikayetçi olmamızın sebebi bu. Vaktimizi ekranlara bakarak öldürüyoruz. Zamanın göreceli olduğunu biliyorsunuz. Boş beklenen 2 saat ile uğraşla geçen 2 saat arasında çok zaman farkı vardır. Herneyse çocuklar için önümüzdeki çağ zihinsel savaşların yoğun olduğu ve çocukların da güçlü silahlar ile donanmaları gereken dönemdir. Onların hayata 1-0 yenik başlamamaları için onlarla ilgilenelim ve onların zihin yoracakları oyuncaklar ile oynamasına özen gösterelim. 




8 Aralık 2021 Çarşamba

Hazır yemek

 


Son zamanlarda üşenmekten midir yoksa lezzetli olduğundan mıdır bilmiyorum fastfood yiyeceklerine çok fazla yöneldik. Daha önceki yazdığım sıkıntılara sebeb olan durumlardan bir tanesi de fastfood yemeklerine aşırı düşkünlüktür. 

Manevi olarak zararlarından bazıları

  • Bilinç kapalılığı 
  • Farkında olma noksanlığı 
  • Unutkanlık 
  • Mukayese güçlüğü 
  • Vicdan zafiyeti 
  • Miskinlik 
  • Yemeğe çok düşkünlük

Bunlar uzun süre sonra insana sıkıntı verebilecek zararlardır. Kendimiz de farkedebiliriz belki ama oluşturacağı farkındalık noksanlığıyla da belki anlamamız biraz zor olabilir. 

Maddi zararları da gerçekten farkedilir derecede olabilecek şeyler ;

  • Kronik yorgunluk
  • Karaciğer kalp damar diğer iç organların  yağlanması
  • Pankreas hastalığı 
  • Kolesterol 
  • Uykuyu yeterince alamamak 
  • Şeker ve tansiyon hastalığı 
  • Kilo problemleri
  • Mide de çeşitli rahatsızlıklar, asit, mide kasılmaları, mide delinmeleri VS 

Ne kadar önemsemesek te bu konu üzerinde durulması gereken bir konu. Herkes yiyor neden onlara birşey olmuyor der bazıları. Aslında hiç birşey olmayan yok. Herkese çeşitli zararlar veriyor yukarıda saydığım zararlar sadece birkaçı, bedensel olarak şimdi bir zarar görmesek te bunun acısı ileriki yaşlarda ortaya çıkıyor. Herkesin bağışıklık oranı farklıdır, kimisine yakın zamanda kimisine bir kaç sene sonra kimisine de yaşlandığı zaman büyük zararlar verir. Neden illa zarar vermek zorunda mı? Anlamamız gereken bir konu var. Bu da insan doğasına aykırı şeyler kesinlikle insana zarar verecektir. Ruhumuz bile acı çekiyor bunu ruhsal farkındalığı zayıf olanlar görmese de bir gerçek. 

Neden mutsuzuz? 

Neden çabuk öfkeleniyoruz? 

Neden duygusal olarak zayıfız? 

Neden tükenmişlik ve depresyondayız? 

Çünkü hormonlarımız bozuldu vucudumuz artık dmt hormonu salgılayamıyor vucudumuz mutluluk hormonu salgılayamıyor. Özümüze dönmek için çok geç olmadan yerli gıdaları tercih etmeliyiz araştırmalıyız okumalıyız. 

Hiç duydunuz mu bazı kanatlı yemlerinde domuz ürünleri bulunmakta. Müslümanlar için söylüyorum, bir Müslüman ın yiyeceğine haram lokma karıştığı zaman o Müslüman dininden hızla uzaklaşır ve soğur. Bu konularda hassas davranmak gerekir. Bu farklı bir konu belki bununla ilgili yazarım ama asıl mesele şimdilik sağlık. 

Sağlık olmadan hiç birşeyin değeri insan gözünde yoktur. 






6 Aralık 2021 Pazartesi

Çağın Hastalığı



 İnsanlık namına dedikleri hususlar şu son dönemde unutulmuş durumda. Artık insanlar kendi içine kapanmış ve kimse kimseyi düşünmez olmuş. Pandemi de bu olaya dahil olduğundan, insanlar artık misafir kelimesini duymaktan korkar oldu.çağımızın hastalığı olan bencillik insanların kendilerini düşünmesini geçti kıskançlık ta dahil olarak artık insanlar birbirlerini kuyusunu kazar oldu. Tüm bu negatif enerji birikimi dünyada insanların mutlu olmasını engellemeye yeter de artar bile.

Ahir zamanda fesadın insan kanında bir zehir dolaşıp her noktaya yayıldığını görmek oldukça üzücü bir durum. Artık şeytan tabiri caizse çaba sarfetmeyi bıraktı diyebilir miyiz?

Biz insanoğlu bu şekilde devam ettikçe yeryüzünde huzur insanların ulaşamadığı yerlerde olacak. bunun önüne geçmek için eğitimde köklü değişimler gerekiyor. İnsana insanca yaklaşmayı öğretmek, bence ezberci sistemde diğer rakipleri geride bırakmak için hangi ezber taktiklerini kullanacağını öğretmekten daha iyidir diye düşünüyorum. 

Nesiller daha bilgili oldu bunu kabul ediyoruz ama öğrenilen bilgiler sanki artık sadece teorik bilgilerden ibaret gibi geliyor bana. Yakın geçmişimizden bir kaç kare görmüştüm bir yerlerde , ilkokul öğrencileri belli dersleri uygulamalı öğreniyorlardı. belki o uygulamalar ile hem daha çok eğleniyorlardı. Günümüzdeyse öğrenciler artık okul kelimesini bile duymak istemiyorlar arkadaşları olmasa okulun çekilmez olduğunu dile getiriyorlar.
Bu sanki sabah erken işe giden çalışanların tepkisiyle aynı. Yenilikçi fikirlerle farkı bakış açılarıyla bu konunun ciddi manada ele alınması gerektiğini düşünüyorum. 

Kaldı ki neredeyse bütün çocuklar doktor olmak istiyor. Burdan da ailedeki eğitimin de önemli olduğunu görüyoruz. Çocuklara seçme hakkı vermiyoruz biliyorum onlar daha seçecek yaşta değiller , o zaman onlar güzel bir eğitim sistemi içerisinde seyrederken yetenekleri dahilinde gelişim sürdürürken akıl baliğ oldukları zaman sevdikleri işi mesleği seçebilirler.
Şu durumda çocuk daha çocukluğunu yaşayamadan okuldan eve gelip dersaneye gidiyor. 

Böyle koşuşuturmaca içerisinde büyüyen insan kendinden başka kimi düşünebilir ki ? Tabiki herkesin rakip olduğu bir ortamda tabiki kendisini düşünecek. Başka bir seçenek yok. Mesela herkesin birbirleriyle yardımlaştığı herkesin birbirinin yanından geçerken yumruk sıktığı değil de avucunda sevgi tohumları bulundurduğu ve hayatı daha çekilir kıldığı bir ortam olmadığı bir zaman için bu normal olacaktır.  

Acilen düzeltmemiz gereken çok şey var. Herkes diyor eskiden zaman yetiyordu şimdi biz hızlandık ama zaman da hızlandı ve çabucak geçiyor. Aslında hayır zaman göreceli. 1 saat boyunca bomboş bir koltukta otursanız zaman nasıl geçer ve 1 saat boyunca elinizde telefonla sosyal medyada gezinseniz zaman nasıl geçer ? Bunu siz cevaplayınız. İşte herşey bundan ibaret . Farkındalığımız artık sıfır durumda. Yemek yerken bile yemekle değil de birşeyler izlemekle haşır neşiriz. Yemeğin tadını dahi hatırlamaz durumdayız. 

Önce zamanı yavaşlatmalı sonra da sevdiklerimize vakit ayırmalıyız. İşte o zaman unuttuğumuz duygularımız olduğunu hatırlayacağız..


4 Aralık 2021 Cumartesi

Does the creator persecute?

 


God does not oppress anyone. Man oppresses himself. He insistently says in the holy books; There are counsels for people who use their minds. God has given man the ability to will. With this ability, one has to compare good and bad. The person who chooses the good is with the beauties, the person who chooses the bad bears the consequences. 

He sent 124000 prophets from Prophet Adam to Prophet Muhammad. We know them with ancient knowledge and solid rumors. These religions have always been named differently because of the languages ​​in the world. But all of them are called Islam in the sight of Allah. 

If a prophet made a great contribution to his time, honored that time, changed many things in a positive way at that time, then he is a prophet. Among the 124000 prophets, we only know the prophets whose names are written in the Qur'an and in other holy books. 

But we believe that some of them may also be prophets. Because a simple person cannot affect his period as much as a prophet. Let's get back to the main topic. God does not oppress anyone. Because he gave will to everyone. 

He has determined everyone's destiny Everyone has a destiny they can and cannot choose. For example, his mother, for example, his hometown. He cannot choose these himself. But her destiny to shape her life depends on her own efforts. Destiny is God's foreknowledge of man's journey in life. People who have never heard of the last religion, Islam, are not responsible for this religion. Everyone is held accountable to the extent that they are informed. Almighty God is infinitely merciful.

1 Aralık 2021 Çarşamba

3. Göz

 

3.GÖZ.

İç görünüz ve Ruhunuzun sesini duymak  istiyorsanız, bunun en iyi yollarından biri üçüncü gözünüzü nasıl açacağınızı öğrenmektir.



Beden ruh için bir araçtır. Fiziksel alemi algılayıp yorumlayabileceğimiz bir yoldur.Üçüncü Göz direkt 6. çakra ile ilgilidir , alnın ortasında kaşların üstünde bulunan psişik çakra, epifiz beziyle yakından ilişkilidir. Üçüncü Göz olduğu gibi, pineal bez insanların çoğunda uyku halindedir.Üçüncü göz, içgörü, görme ve daha yüksek bilgeliğin merkezidir.Her gün 10 dakika boyunca bilinçli olarak üçüncü gözünüzü meditasyon, ibadet, dua, veya yoga yoluyla harekete geçirin.


Çoğumuz, üçüncü gözlerimizi sıkı sıkıya kapatmaya teşvik eden durumlarda doğarız. Küçüklüğümüzden beri, içsel bilgeliğimizden uzaklaşmamıza neden olan sosyal, ebeveyn, dini fikirler ve dogmatik yapılar öğretildi. En önemlisi, kurallara uymaya zorlandık ve bazı durumlarda iç sesimizi görmezden geldik. Ne düşünüyorsanız, tezahur eden şey budur .Yeteneklerinize sezgilerinize güvenin.


Çakralar enerji merkezleridir. Aslen omurga boyunca hizalanan enerjinin tekerlekleri gibidir. Yedi çakra var ve her biri fiziksel, zihinsel ve manevi esenliğinizin farklı bir parçasına tekabül eder. Üçüncü gözün çakrası altıncı çakradır. Üçüncü göz çakrası beyninizin ön kısmında, iki kaşınızın arasında bulunur.Meditasyon yaparken bu çakra üzerinde odaklanmaya çalışın. Dünyayı daha net görmek sizin elinizde. 


Meditasyon, üçüncü gözünüzü açmanız için en etkili tekniklerden biridir. Düşüncelerinize daha fazla farkındalık getirerek üçüncü gözle ilişkili zihinsel açıklığa daha iyi ulaşabilirsiniz. Meditasyonun asıl amacı zihni bir düşünce veya nesne üzerinde dinlendirmektir. Meditasyona başlarken rahat hissettiğiniz bir ortam seçin. Bazı insanlar, doğada olduklarında daha huzurlu  hissederler. Doğada meditasyon da çok etkilidir. Evde de kendinize uygun bir ortam oluşturabilirsiniz.Meditasyonun çok kişisel bir olay olduğunu unutmayın.Yani ortam önemlidir. Akıl-beden bağlantısı meditasyonda çok önemlidir. Fiziksel olarak ne kadar rahatsanız meditasyon da da odaklanmak o kadar kolay olur.


Meditasyon için bir obje yada bir düşünce oluşturabilirsiniz. Birini seçmenin yolu, beyninizin odaklanmasını kolaylaştırmaktır. Bu düşünceleriniz içerisinde dolaşırken meditasyonunuzu daha etkili hale getirecektir . Mumlar odaklanma için önemlidir. Meditasyon nesnenizin fiziksel olarak yakın olması gerekmez. Şelaleler ya da daha önce gördüğünüz güzel bir ağacı zihninizde canlandırabilirsiniz.


Dikkatli olmak, çevrenizdekilerin farkında olmak demektir. yargılayıcı olmaktan uzak durun. Bir şeylerin doğru veya yanlış olup olmadığını düşünmeyin bir görüş oluşturmayıp izleyin. 

Dışarıda vakit geçirmek dikkat için iyidir  ve 3. Göze faydası vardır. Sürekli elektronik cihazlara bakıyoruz. Dışarı çıkmak, tüm uyaranlardan aktif olarak mola vermemizi sağlar.


Günlük hayatta çok heyecanlı veys üzgün hissedebilirsiniz. Dikkatli olmak sakin hissetmenize yardımcı olur. Çevrenizin her yönüne ve olaylara dikkat edin. Duş alırken duyulara dikkat edin,  Üçüncü gözünüzü açmayı öğrendiğinizde, onunla birlikte gelen faydaları göreceksiniz.çok kişi 3. Gözü açınca daha huzurlu hissettiğini söyler. Üçüncü gözünüzü açmanızın stres seviyenizi azaltmanız olasıdır. Kendinizi daha  özgüvenli hissediceksiniz