17 Eylül 2025 Çarşamba

Neden Bazı İnsanlar Her Şeyi Hatırlarken Bazıları Hiçbir Şey Hatırlamaz?

 




Hafıza, insanoğlunun en gizemli hazinelerinden biri. Kimimiz yıllar önce gittiği bir düğünde çalan şarkının sözlerini bile hatırlarken, kimimiz daha dün ne yediğimizi zor çıkarıyoruz. Hatta öyle insanlar var ki, hipertimestik sendrom denilen bir özelliğe sahip olduklarından, hayatlarının neredeyse her gününü en ince detayına kadar hatırlayabiliyorlar. Bunun tam tersi de var: Bazı kişilerde ise geçmiş, sanki hiç yaşanmamış gibi, buğulu bir sisin ardında kalıyor.


Peki neden bu kadar farklıyız?





1. Beynin İşleyişi ve Hafıza Türleri



Beynimizde hafıza tek bir yerden yönetilmiyor. “Hipokampus” denilen bölüm, yaşanan olayları kısa süreden uzun süreli belleğe aktarmada çok önemli bir rol oynuyor. Eğer bu aktarım sağlıklı çalışmazsa, hatırlamak da güçleşiyor. Bazı insanlar bilgileri çok net saklayabilirken, bazılarında bu süreç daha zayıf işliyor.


  • Episodik hafıza (yaşanmış anılar) → “O gün sahilde yürüyordum, rüzgâr çok serindi.”
  • Semantik hafıza (bilgi, genel kültür) → “Paris, Fransa’nın başkentidir.”



Her birey bu hafıza türlerini farklı kuvvette kullanıyor.





2. Duyguların Etkisi



Hatırladığımız anılara dikkat edin: Genellikle ya çok mutlu olduğumuz ya da çok üzüldüğümüz anılar hafızamıza kazınır. Bunun sebebi duygularımızın hafızayı güçlendirmesi. Adeta beynimiz, “Bu önemliydi, unutma” der gibi kaydı daha sağlam yapıyor. Nötr olaylar ise çoğunlukla silikleşiyor.





3. Stres, Uyku ve Beslenme



Bilimsel araştırmalara göre, uyku eksikliği, stres ve sağlıksız beslenme hafızayı olumsuz etkiliyor. Düzensiz yaşam tarzı olan biri, sanki her gün hafızasına reset atıyormuş gibi unutkanlık yaşayabiliyor.





4. Nadir Bir Özellik: Her Şeyi Hatırlamak



Dünya üzerinde sayılı insanda görülen hipertimestik sendrom, kişiye adeta bir “yaşayan arşiv” özelliği kazandırıyor. Bu insanlar, 10 yıl önceki bir günü, o günkü kıyafetlerinden hava durumuna kadar tüm detaylarıyla hatırlayabiliyor. Bu kulağa harika gelse de, aslında oldukça yorucu; çünkü kötü anıları da asla silemiyorlar.





5. Neden Bazıları Hiç Hatırlamıyor?



Bazı insanlar da özellikle çocukluk yıllarını hatırlamaz. Buna çocukluk amnezisi deniyor. Beyin gelişim sürecinde olduğu için o yıllardaki anılar kalıcı hale gelmiyor. Ayrıca depresyon, travmalar ya da nörolojik rahatsızlıklar da hafıza boşluklarına yol açabiliyor.





Sonuç



Hafıza, sadece bir “hatırlama” süreci değil; beynimizin, duygularımızın, yaşam tarzımızın ve genetik yapımızın ortak ürünü. Kimimiz geçmişin detaylarında kaybolurken, kimimiz için dün ile bugün arasında fark yok gibi. Aslında bu farklılıklar, insan beyninin ne kadar eşsiz ve karmaşık bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.


16 Eylül 2025 Salı

Nezaket: Küçük Bir Dokunuşun Büyük Gücü

 




Hayatın telaşı içinde çoğu zaman fark etmeden yanından geçtiğimiz bir hazine var: nezaket. Kimi zaman bir gülümsemede, kimi zaman yol verirken, kimi zaman da doğru kelimeyi seçerken ortaya çıkar. Belki fark etmiyoruz ama bu küçücük davranışlar, insanların kalbinde iz bırakır.


Nezaket, yalnızca karşımızdakine değil, aslında kendimize de gösterdiğimiz bir saygıdır. Çünkü başkasına nezaketle yaklaşan biri, aynı zamanda kendi duruşunu da yüceltir. Düşünsenize; en gergin anda söylenen sakin bir söz, en zor anı yumuşatabilir. Bir asansörde “iyi günler” demek bile, günün karanlık gölgesini biraz olsun aydınlatır.


Toplumda çoğu sorun, çoğu kırgınlık, aslında bir kelimenin yanlış seçilmesinden ya da nezaketin unutulmasından doğar. Oysa bir “teşekkür ederim” ya da “rica ederim” köprüler kurar. İnsanlar, değer gördüklerinde ve incitilmediklerinde daha cesur, daha üretken ve daha huzurlu olur.


Nezaket, gösterişli değil; aksine sade bir inceliktir. Büyük jestler gerektirmez, pahalı hediyelerle ölçülmez. Küçük bir iltifat, yerinde bir suskunluk ya da yargılamadan dinlemek bile en değerli nezaket örneklerindendir.


Ve unutmayalım: Nezaket bulaşıcıdır. Siz birine gülümsersiniz, o başka birine; ve bir anda şehirde görünmez bir zincir oluşur. Belki farkına bile varılmaz ama hayatın akışı o gün biraz daha güzelleşir.


Belki de nezaket, hayatı yaşanır kılan en sade sanat. İçten bir tebessümle, ölçülü bir sözle, basit bir teşekkürle biz de bu sanatın ustası olabiliriz. Çünkü nezaket, yalnızca başkasını mutlu etmez; önce kalbimize dokunur.


15 Eylül 2025 Pazartesi

👀 Günlük Hayatta Farkında Olmadan Yaptığımız ve Düzeltmemiz Gereken Davranışlar

 




Hepimiz insanız, hatalarımız var. Ama bazı davranışlar var ki, özellikle göz önünde sık sık tekrarlandığında, hem karşımızdakini rahatsız eder hem de bizi farkında olmadan olumsuz bir şekilde tanımlar. Küçük dokunuşlarla bu alışkanlıkları düzeltmek hem sosyal ilişkilerimizi güçlendirir hem de bize daha saygın bir duruş kazandırır.


İşte günlük hayatta sık görülen ve düzeltmemiz gereken bazı davranışlar:





1. 

Yüksek Sesle Telefon Konuşmaları



Toplu taşıma, kafe, bekleme salonu… İnsanların ortasında bağırarak telefonla konuşmak çoğu kişinin dikkatini dağıtır. Bunu yapan kişi farkında olmasa da etrafındakilere “benim özelim sizin huzurunuzdan önemli” mesajını verir. Daha düşük sesle konuşmak veya kısa tutmak basit ama etkili bir saygı göstergesidir.





2. 

Sürekli Bildirim Sesleri



Telefonun her mesajda, her bildirimde “bip bip” ötmesi yalnızca sahibini değil, yanındaki herkesi huzursuz eder. Sessiz mod veya titreşim kullanmak aslında çok daha zarif bir tercih.





3. 

Yemek Yerken Ağız Şapırdatmak



Yemek keyfi başkalarının kulağına eziyete dönüşmemeli. Kültürel olarak bazı yerlerde tolere edilse de çoğu toplulukta olumsuz algılanır. Farkında olmadan yapılan bu davranış, kişinin özensiz olduğu izlenimini verir.





4. 

Konuşurken Sürekli Kesmek



Sözünü sürekli kesmek, karşı tarafın önemsenmediği hissini doğurur. İletişimde en değerli şey, karşındakine “seni dinliyorum” mesajını verebilmektir. Sabırlı olmak hem güven hem de saygı kazandırır.





5. 

Kişisel Alanı İhlal Etmek



Çok yakından konuşmak, sürekli dokunmak ya da başkasının eşyasına izinsiz dokunmak rahatsızlık uyandırır. Küçük bir mesafe korumak bile ilişkilerde büyük bir fark yaratır.





6. 

Toplu Alanlarda Gürültülü İç Çekmek veya Of Puf Etmek



Her insan yorulur, sıkılır, stres yaşar. Ancak bunu sürekli sesli şekilde yansıtmak, etraftakilere negatif enerji saçar. Bunun yerine kısa bir yürüyüş, derin nefes almak veya ortam değiştirmek çok daha sağlıklıdır.





7. 

Sosyal Medyada Aşırı Paylaşım



Her anını paylaşmak, başkaları için ilginç olmaktan ziyade yorucu hale gelebilir. İnsanların çoğu, sade ama anlamlı paylaşımları daha değerli bulur.





Sonuç: Küçük Dokunuşlar, Büyük Farklar



Bu davranışların hiçbiri büyük suç değil. Ama küçük bir öz farkındalık, hem bizi daha saygın gösterir hem de çevremizle ilişkilerimizi güzelleştirir. Unutma; insanlar çoğu zaman ne söylediğimizi değil, nasıl hissettirdiğimizi hatırlar.