Ahşap Evlerin Ruhunu Betonarme Evlerde Neden Bulamıyoruz?
Ahşap işleri ve ahşap evler… Eskiden bu kelimeler, sıcaklık, doğallık ve huzur anlamına gelirdi. Şimdi ise çoğumuz bir apartman dairesinde, soğuk beton duvarlar arasında yaşıyoruz. Hani bir yere girersiniz, nefes almak zorlaşır, sanki dört duvar sizi sıkıştırır ya… İşte o his, betonarme yapıların ruhsuzluğundan kaynaklanıyor. Çünkü beton nefes almaz, doğayla bir bağ kurmaz. Ama ahşap? Ahşap tam tersi, canlı gibidir; insanı sarar, kendine çeker.
Ahşap Evlerin Manevi Huzuru
Ahşap evlerde yaşayanlar bilir: İçeri adım attığınızda sizi başka bir dünya karşılar. O hafif odun kokusu, doğadan bir parçayla baş başa olmanın huzuru, sanki içinizdeki tüm yükü alır. Ahşap evler, sadece bir barınak değil, adeta bir sığınaktır. Kendinizi daha güvende, daha huzurlu hissedersiniz.
Peki, bu huzurun kaynağı ne? Ahşap, doğadan gelir. Yıllarca güneşi, rüzgarı, yağmuru görmüş, kökleriyle toprağa bağlanmış bir canlıdır. Kesildikten sonra bile, içinde bir enerji taşır. Ahşap bir evde yaşarken, bu enerjiyi hissedersiniz. İşte bu yüzden, ahşap evlerdeki huzuru betonarme yapılarda bulamıyoruz.
Betonarme Evler Neden Bu Kadar Ruhsuz?
Gelin betonarme evlere bakalım. Beton, kum, çakıl ve çimentodan oluşur. Bu malzemeler doğal olsa da, bir araya geldiklerinde doğallıklarını kaybederler. Beton, soğuktur. Isıyı tutar ama ruhu tutmaz. Nefes almadığı için evin havası da bayat olur. Hele bir de kapalı pencereyle birkaç saat geçirirseniz, o ağırlık üzerinize çöker.
Betonarme evler sanki bizi bir kutunun içine hapsetmiş gibi hissettirir. Bir de bu kutuların yan yana dizildiğini düşünün; birbirine benzeyen gri kutular… Doğa ile aramızdaki bağı tamamen koparır. Halbuki insan, doğadan uzaklaştıkça huzurunu kaybeder. Ahşap işte tam bu noktada devreye giriyor.
Ahşabın Sağlık Üzerindeki Etkileri
Ahşap, sağlıktır. Çünkü nefes alır. Evet, yanlış duymadınız; ahşap gerçekten de nefes alır. Havanın nemini dengeler, fazla nemi emer, kuru havayı ise nemlendirir. Bu özelliği sayesinde ahşap evlerde hava kalitesi her zaman iyidir. Betonarme evlerde sık sık yaşanan rutubet ve küf sorunları, ahşap yapılarda neredeyse hiç görülmez.
Ahşap ayrıca insanın sinir sistemini sakinleştirir. Yapılan araştırmalar, ahşap malzemelerin olduğu ortamlarda stresin azaldığını, kan basıncının dengelendiğini ve konsantrasyonun arttığını gösteriyor. Yani ahşap sadece huzur değil, aynı zamanda sağlık demektir.
Ahşap İşçiliği Neden Önemini Kaybetti?
Eskiden bir ustanın ellerinde şekillenen ahşap, yalnızca bir malzeme değil, bir sanat eseriydi. Büyüklerimiz, “Ahşapla çalışmak sabır ister” derdi. Her bir parça özenle işlenir, adeta ona ruh katılırdı. Bugün bu el emeği, yerini fabrikasyon ürünlere bıraktı. Çünkü hızlı üretim ve düşük maliyet daha cazip hale geldi. Oysa ahşap işleri, bizi doğaya bağlayan ince bir köprüydü. Bu köprüyü kaybetmek, manevi olarak eksik hissetmemize neden oluyor.
Ahşaba Dönüş: İmkansız Değil
Belki tamamen ahşap bir evde yaşamak günümüzde çoğumuz için zor olabilir. Ama bu, ahşabı hayatımızdan tamamen çıkarmamız gerektiği anlamına gelmez. Evinizde ahşap mobilyalara, ahşap detaylara yer vererek doğanın bir parçasını tekrar içeri alabilirsiniz. Bir ahşap masa, bir kitaplık ya da duvarınıza asacağınız bir ahşap süs bile size o sıcaklığı hissettirebilir.
Son olarak
Ahşap, sadece bir yapı malzemesi değil, bir yaşam felsefesidir. Doğanın bir parçasını evlerimize taşır ve bizi doğaya yakınlaştırır. Betonarme evlerde bulamadığımız o manevi huzuru, ahşap sayesinde yeniden keşfedebiliriz. Belki de daha az beton, daha çok ahşapla yeniden doğanın ritmine uyum sağlayabiliriz. Çünkü ahşap, nefes alır; ve biz insanlar da o nefesi hissetmeye ihtiyaç duyarız.
Yorumlar
Yorum Gönder