Ads Top

Faiz indirimi olursa




Bir ülkenin ekonomisinin güçlü olması bazı faaliyetlere bağlıdır. Bunlardan özellikle ikisi en önemlileridir. 
  • ihracat 
  • üretim

Dışa bağımlı ekonomilerde üretim tamamen yerli olamayabiliyor. Ürünlerdeki bütün parçaların yerli olması gerekir ki üretim konusunda tam bağımsızlık olsun. Fakat gene de hammadde her zaman iç kaynaklardan temin edilemeyebiliyor. . Elbette ithalatı sıfıra indirmek mümkün değil fakat ihracatı karşılama oranı ve ithalatın girdilerdeki yükünü aşağı çekmek oldukça önemli. Zira kur ve faiz kelimelerinin suçlarını ele verdikleri nokta tam da burası..

Dış ticareti artırmak için teşvikler, faizlerin düşürülmesi gibi politikalar güdülebilir ve öyle de oluyor Fakat bu da kurlara yansımak durumunda kalıyor ve kurlarda yükselme oluyor. 

1980 lerden bu yana hayatımıza giren döviz ekonomimizi etkileyen en önemli unsurdur. Yatırımlarımızın çoğu döviz ile yapılmaktadır. İthalatımız %30 durumunda olup üretim maliyetine de dahil olmaktadır. Kur artışları bu durumu nasıl etkilemesin?
Örneğin et üretimi içerisinde ithal yem kullanmaktayız. Dolaylı olarak her yerli üretim içerisinde mutlaka ithalatın etkisi bulunmaktadır. Bu sebepten ötürü kurun etkisi her mecrada hissedilir durumdadır.

Konumuzdan sapmadan devam etmek istiyorum . Merkez bankası faizleri indirdiği taktirde borçlanma maliyetleri düşecek, yatırımlar artacak ve üretim artma eğilimine girecektir. Merkez bankasının bağımsızlığı bu konuda çok önemlidir. Enflasyon beklentisini aşağı çekebildiği durumda fiyat istikrarı sağlanabilir ve bu da Merkez bankasının öncelikli görevidir. Yatırımlar artıp uzun vadeli tasarruflar Türk Lirasına geçecektir. İnsanlar merkez bankasına güvendiği durumda enflasyon kontrol altına alınabilir. Üretim kapasitesindeki artışlar azaldığı durumda enflasyon da yükselir. Yatırımlar düşük olduğunda faizler indirime gittiğinde yapay bir büyüme sağlanmış olur.

Enflasyon arttığında faiz artırmak olması gereken hamlelerdendir.Fakat ülkemizde her ikisinin de arttığı görülmesi bazı düzeltilmesi gereken durumlar olduğunun göstergesidir. Faizin düşük ve kurun yüksek olduğu modele geçmek için yapılan çalışmalar ise yükselen kur ile yükselen faize götürmektedir. Yapılması gereken faizi enflasyona karşı kullanma kapasitesini artırmak gerekir. Kuru kontrol altına almak ve insanların kur ile ilgili beklentilerinin kırılması ve sonrasında da enflasyon ile ilgili beklentilerinin kırılması gerekir.



Ez cümle..
 Faiz artarsa enflasyon çıkar, faiz düşerse enflasyon artar gibi bir genellemeyi yapmak reel hayatta çok da mümkün olmuyor tam da bu noktada Merkez bankasının bağımsızlığı, hukuki reformlar, üretici-tüketicinin ahlaki çöküntüsü ve en önemlisi ekonomide ve ülke genelinde bir güven ortamının oluşması gibi birbiriyle bağlantılı birsürü şeyin oluşmasına ihtiyacımız var bu da topyekün devlet-millet olarak hakkından gelebileceğimiz bir durum..
Bunun da tek yolu ülkemizde İKTİSADİ BİR TOPLUM oluşturabilmektir.Tüm vatandaşların markette, sokakta, bankada... vs neler yaşadığının farkında olması, mali-iktisadi anestezinin etkisinden çıkabilmesi konuşulanları anlayabilmesi ön şarttır. Bunun da yolu bana sorarsanız her sorunun baş kahramanı cehaletin ve bilgisizliğin bir numaralı düşmanı EĞİTİMDİR! Ki bu da sonu gelmez çok daha büyük ve önünde sonunda çözülmeye muhtaç başka bir sorundur ve tamamen başka bir yazının konusudur. 

(Umarım bu kadar karışık bir konuyu az da olsa Ayşe teyze - Ali Rıza amcama indirgeyebilmişimdir.. ;) )

3 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.