14 Ağustos 2025 Perşembe

Trump’ın Son Dönem Girişimlerinin Objektif Analizi







1. Ermenistan ile Azerbaycan Arasında Arabuluculuk: TRIPP Koridoru



2025 yılı Ağustos’unda, Washington’da Trump’ın ev sahipliğinde bir anlaşma imzalandı: Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki 37 yıllık Dağlık Karabağ çatışmasına diplomatik bir çözüm arayışı. ABD, Zengezur Koridoru —ya da resmi adıyla TRIPP (Trump Route for International Peace and Prosperity)— üzerinde 99 yıllık özel geliştirme hakları elde etti. Koridor, Azerbaycan’ın toprak dışındaki Nahçıvan bölgesine erişimini kolaylaştıracak; demiryolu, enerji, iletişim, ve ticaret altyapısı yenilme kasıtlı ve bölgesel entegrasyonu artıracak şekilde planlandı  .


Bu hamle, tarihi bir barış girişimi olarak görüldü—ABD’nin vekil arabuluculuktan ziyade doğrudan bir rol üstlenmesi bakımından çarpıcı bir adım  . Bununla birlikte, Ermeni diasporası kuruluşları, anlaşmanın Karabağ’daki Ermenilerin yerinden edilmeleri, kültürel miras ve savaş esirleri gibi insani ve adalet konularını gözardı ettiği gerekçesiyle eleştirdi  .


Siyasi açıdan: ABD, bu anlaşma ile Güney Kafkaslar’da Rusya ve İran’ın etkisini azaltmayı amaçladı, Moskova’nın rolünü geriletti  . İnsanlık açısından: Barış ve ulaşım hakkı tesis edilmesi olumlu görülmekte.


Sonuç olarak objektif değerlendirirsek: Bu girişim barış arayışında önemli bir diplomatik adım, stratejik kazanım ve insani potansiyele sahip. Nesnel olarak hem olumlu hem de eksik yönleri var—kısmen başarılı bir çözüm, ama tüm bileşenleri kapsamak çağrısıyla tamamlanması gerekiyor.





2. Siyonizm Konusunda



Trump döneminde İsrail’e verilen güçlü destek, birçok akademik ve siyasi çevre tarafından “Siyonizme hizmet ediyor” olarak değerlendiriliyor. Örnek olarak:


  • ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması, Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olarak tanınması gibi adımlar, Trump’ın İsrail lehine aldığı simgesel kararlar arasında yer aldı  .
  • Bu tür uygulamalar, İsrail’in uluslararası meşruiyetini artırırken, Filistin tarafı ve insan hakları savunucuları nezdinde eleştirilere neden oldu.
  • Bu destek, özellikle Evangelikal Hristiyan Siyonistlerin güçlü desteğiyle de ilişkilendiriliyor; Trump’ın çevresinde bu görüşe yakın kişilere yer verdiği ve bu ideolojiyi siyasi temelde kullandığı belirtiliyor  .



Nesnel değerlendirme: Trump’ın politikaları, İsrail’e yönelik açık bir destek sunuyor—dolayısıyla Siyonizme yakınlık veya hizmet söz konusu olabilir. Bu tutum, ABD’nin Ortadoğu’daki stratejik çıkarlarıyla uyumlu gibi görünse de, insan hakları ve Filistin meselesi açısından daha dengeli bir yaklaşımı savunanlar tarafından eleştiriliyor.Bu konuda hiç bir haklı yönleri yok. 





3. Geleceğe Kısa Bir Öngörü



Bu hamlelerin sonucu, Trump’ın küresel arenada “barış arabulucusu” imajını güçlendirebilir. Ancak:


  • Bölgesel tepkiler: İran ve Rusya, TRIPP koridorunu kendi etki alanlarına bir tehdit olarak gördü; engelleme girişimleri olabilir  .
  • İç siyasi baskılar: Ermenistan ve Azerbaycan iç politikaları ve halkın desteği olmadan anlaşmalar kırılgan olabilir; 2026 seçimleri veya referandumlar süreci etkileyebilir  .
  • Siyonizm ekseninde: İsrail destekli politikalar, ABD içindeki bazı Hristiyan milliyetçi çevrelerde tepki yaratabilir; bu da Trump’a yönelik güveni zedeleyebilir  .




Kısa Öngörü



“Trump’ın TRIPP projesi, kısa vadede jeopolitik etki ve barış simgesi olarak öne çıkabilir; ancak uzun vadede bölgesel rakiplerin tepkisi ve iç siyasi değişkenlikler, bu diplomatik girişimin sürdürülebilirliğini test edebilir.”




19 Temmuz 2025 Cumartesi

🌞 “Sıcaklarda Sadece Su Yetmez’

 





Yazın en sıcak günlerinden birindeyiz. Güneş gökyüzünü yakarken, bedenin içinden bir ses yükseliyor: “Su iç, susadın.”

İçiyorum. Yine içiyorum. Fakat bir tuhaflık var… Hâlâ yorgunum. Sanki içtiğim su bir yerlere ulaşamıyor gibi.


Sonra biri diyor ki:


“Bu havada su tek başına yetmez. Vücut tuzunu, magnezyumunu, potasyumunu da kaybediyor… Bir maden suyu iç.”


Basit bir cümle ama çok şey anlatıyor.

Çünkü hayatın her alanında olduğu gibi, bedenin de dengeye ihtiyacı var.





💧 Sadece Su Yetmeyince…



Vücut, terle birlikte sadece sıvı kaybetmiyor;

aynı zamanda mineral kaybediyor.


  • Sodyum (tuz) düşüyor → Baş ağrısı, halsizlik
  • Potasyum azalıyor → Kaslar gevşiyor, kalp çarpıyor
  • Magnezyum eksiliyor → Sinir sistemi zorlanıyor, ruh halin bile etkileniyor



İşte bu yüzden, sadece su içmek bazen yetmiyor.

Vücut, içinde “hayat izleri” olan doğal destekler istiyor.

Biraz tuz… Biraz limon… Belki bir şişe doğal maden suyu.





🧘‍♀️ Peki Ruh?



Ruh da aynı böyle değil mi aslında?


Bazen dua ediyorsun, ağlıyorsun, içini boşaltıyorsun.

Ama sonra bir boşluk hissediyorsun.

Susuzluk gitmemiş gibi.

Çünkü belki de, sadece gözyaşı yetmiyor.

Ruh da minerallerini kaybediyor:


  • Sabır,
  • Umut,
  • Tevekkül,
  • Şükür…



Ve fark etmeden, “eksilen şeyi yerine koymadan” yola devam etmeye çalışıyorsun.





🌿 Doğal Olan Her Şey Dengelidir



Maden suyu, toprağın altından geliyor.

Yeryüzünün derinliklerinden, binlerce yıl boyunca süzülerek.

İçinde ne eksik ne fazla.

Doğanın ayarını insan bozmamışsa, o tam bir denge örneğidir.


Belki de yaz günlerinde hem bedenimizi hem ruhumuzu yeniden dengeye getirmek için

“doğal olana” kulak vermeliyiz.





☀️ Bugünlük Bir Hatırlatma:



  • Sıcak havada sadece su değil, biraz doğal mineral de gerekir.
  • Hayatta da bazen sadece susmak yetmez; biraz içe bakmak, tamamlayıcı dualar, dengeli niyetler gerekir.
  • Unutma: Eksik kalan şey büyür. Fark etmediğin açlık, yorgunluk, eksiklik… zamanla seni susuz bırakabilir.





Kendine maden suyu almayı unutma bugün.

Bedenin de ruhun da farkında olduğun için sana teşekkür eder. 🌿


7 Temmuz 2025 Pazartesi

💡 Kişisel Tasarruf Yapmanın Gerekliliği

 




(Azla yetinmek, çokla sınanmaktan iyidir.)


Modern zamanlarda cebimizden çıkan para çoğu zaman fark edilmeden gider. Bir kahve, bir uygulama aboneliği, indirimde diye alınan ama hiç giyilmeyen bir kıyafet… Gün gelir, “Nereye harcadım ki bu kadar?” diye kendimize sorarız. İşte tam da bu noktada kişisel tasarruf bilinci, sadece para biriktirmek değil, aynı zamanda hayatımıza yön vermek anlamına gelir.





📌 Tasarruf Sadece Para Değildir



Tasarruf dendiğinde genelde aklımıza bir kumbarada biriken bozukluklar gelir. Oysa tasarruf, sadece para değil; zaman, enerji, dikkat ve hatta ilişkilerdeki tutumlarımızı da kapsar. Gereksiz yere yorulduğumuz, harcadığımız ya da ihmal ettiğimiz her şey bir “kayıp”tır. Ve tasarruf etmek, bu kaybı en aza indirmenin akıllıca bir yoludur.





🌱 Neden Tasarruf Etmeliyiz?




1. 

Beklenmedik Durumlara Hazırlıklı Olmak İçin



Hayat her zaman planlandığı gibi gitmez. İşten ayrılmak, hastalanmak, ekonomik kriz yaşamak… Bu gibi durumlar, hazırlıksız yakalandığımızda yıkıcı olabilir. Oysa bir kenarda birikmiş bir “güven yastığı”, o dönemi daha sakin atlatmamıza yardımcı olur.



2. 

Özgürlük İçin



Paranın kontrolü sende oldukça, karar verme gücün de sende olur. Sevmediğin bir işte sadece maaş için kalmak zorunda olmazsın. İstediğin eğitimi almak, kendine yatırım yapmak, küçük bir işletme kurmak… Tüm bunlar, tasarruf alışkanlığı sayesinde mümkün hâle gelir.



3. 

İsraftan Kaçınmak, Vicdanı Rahatlatır



Gereksiz harcamalar sadece cüzdanı değil, vicdanı da yorar. Dünya kaynakları sınırlıyken, ihtiyacımız olmayan şeylere para harcamak hem doğaya hem de başkasının hakkına zarar vermek olabilir. Tasarruf, israftan arınmaktır. Arınmak da hafiflemektir.





📖 Kendi Hayatımdan Küçük Bir Ders



Bir dönem maaşım elime geçer geçmez uçup gidiyordu. Sonra küçük bir defter tutmaya başladım. Günlük ne harcadım, nereye gitti? Ay sonunda fark ettim ki; dışarda yediğim üç kahvaltı yerine evde yaptığım bir menemenle hem doyuyor hem de keyif alıyordum. O farkındalık birikti, birikti, zamanla küçük birikimlerime dönüştü. Kendime şu cümleyi çok söyledim:


“Sahip olduklarınla mutlu olmayı öğrenirsen, tasarruf etmek zor gelmez.”

🌿



Tasarruf etmek bir kısıtlama değil, bir bilinç meselesidir. Bugün yapacağın küçük fedakarlıklar, yarın kendine daha geniş bir alan açar. Maddi ve manevi olarak huzur içinde bir yaşam, çoğu zaman fazla sahip olmakla değil, azla yetinmeyi bilmekle başlar.




Eğer bu yazıyı okuduktan sonra cüzdanına şöyle bir bakarsan, belki şunu fark edersin:

“Ben aslında birikim yapabilirim. Yeter ki farkında olayım.”