19 Temmuz 2025 Cumartesi

🌞 “Sıcaklarda Sadece Su Yetmez’

 





Yazın en sıcak günlerinden birindeyiz. Güneş gökyüzünü yakarken, bedenin içinden bir ses yükseliyor: “Su iç, susadın.”

İçiyorum. Yine içiyorum. Fakat bir tuhaflık var… Hâlâ yorgunum. Sanki içtiğim su bir yerlere ulaşamıyor gibi.


Sonra biri diyor ki:


“Bu havada su tek başına yetmez. Vücut tuzunu, magnezyumunu, potasyumunu da kaybediyor… Bir maden suyu iç.”


Basit bir cümle ama çok şey anlatıyor.

Çünkü hayatın her alanında olduğu gibi, bedenin de dengeye ihtiyacı var.





💧 Sadece Su Yetmeyince…



Vücut, terle birlikte sadece sıvı kaybetmiyor;

aynı zamanda mineral kaybediyor.


  • Sodyum (tuz) düşüyor → Baş ağrısı, halsizlik
  • Potasyum azalıyor → Kaslar gevşiyor, kalp çarpıyor
  • Magnezyum eksiliyor → Sinir sistemi zorlanıyor, ruh halin bile etkileniyor



İşte bu yüzden, sadece su içmek bazen yetmiyor.

Vücut, içinde “hayat izleri” olan doğal destekler istiyor.

Biraz tuz… Biraz limon… Belki bir şişe doğal maden suyu.





🧘‍♀️ Peki Ruh?



Ruh da aynı böyle değil mi aslında?


Bazen dua ediyorsun, ağlıyorsun, içini boşaltıyorsun.

Ama sonra bir boşluk hissediyorsun.

Susuzluk gitmemiş gibi.

Çünkü belki de, sadece gözyaşı yetmiyor.

Ruh da minerallerini kaybediyor:


  • Sabır,
  • Umut,
  • Tevekkül,
  • Şükür…



Ve fark etmeden, “eksilen şeyi yerine koymadan” yola devam etmeye çalışıyorsun.





🌿 Doğal Olan Her Şey Dengelidir



Maden suyu, toprağın altından geliyor.

Yeryüzünün derinliklerinden, binlerce yıl boyunca süzülerek.

İçinde ne eksik ne fazla.

Doğanın ayarını insan bozmamışsa, o tam bir denge örneğidir.


Belki de yaz günlerinde hem bedenimizi hem ruhumuzu yeniden dengeye getirmek için

“doğal olana” kulak vermeliyiz.





☀️ Bugünlük Bir Hatırlatma:



  • Sıcak havada sadece su değil, biraz doğal mineral de gerekir.
  • Hayatta da bazen sadece susmak yetmez; biraz içe bakmak, tamamlayıcı dualar, dengeli niyetler gerekir.
  • Unutma: Eksik kalan şey büyür. Fark etmediğin açlık, yorgunluk, eksiklik… zamanla seni susuz bırakabilir.





Kendine maden suyu almayı unutma bugün.

Bedenin de ruhun da farkında olduğun için sana teşekkür eder. 🌿


7 Temmuz 2025 Pazartesi

💡 Kişisel Tasarruf Yapmanın Gerekliliği

 




(Azla yetinmek, çokla sınanmaktan iyidir.)


Modern zamanlarda cebimizden çıkan para çoğu zaman fark edilmeden gider. Bir kahve, bir uygulama aboneliği, indirimde diye alınan ama hiç giyilmeyen bir kıyafet… Gün gelir, “Nereye harcadım ki bu kadar?” diye kendimize sorarız. İşte tam da bu noktada kişisel tasarruf bilinci, sadece para biriktirmek değil, aynı zamanda hayatımıza yön vermek anlamına gelir.





📌 Tasarruf Sadece Para Değildir



Tasarruf dendiğinde genelde aklımıza bir kumbarada biriken bozukluklar gelir. Oysa tasarruf, sadece para değil; zaman, enerji, dikkat ve hatta ilişkilerdeki tutumlarımızı da kapsar. Gereksiz yere yorulduğumuz, harcadığımız ya da ihmal ettiğimiz her şey bir “kayıp”tır. Ve tasarruf etmek, bu kaybı en aza indirmenin akıllıca bir yoludur.





🌱 Neden Tasarruf Etmeliyiz?




1. 

Beklenmedik Durumlara Hazırlıklı Olmak İçin



Hayat her zaman planlandığı gibi gitmez. İşten ayrılmak, hastalanmak, ekonomik kriz yaşamak… Bu gibi durumlar, hazırlıksız yakalandığımızda yıkıcı olabilir. Oysa bir kenarda birikmiş bir “güven yastığı”, o dönemi daha sakin atlatmamıza yardımcı olur.



2. 

Özgürlük İçin



Paranın kontrolü sende oldukça, karar verme gücün de sende olur. Sevmediğin bir işte sadece maaş için kalmak zorunda olmazsın. İstediğin eğitimi almak, kendine yatırım yapmak, küçük bir işletme kurmak… Tüm bunlar, tasarruf alışkanlığı sayesinde mümkün hâle gelir.



3. 

İsraftan Kaçınmak, Vicdanı Rahatlatır



Gereksiz harcamalar sadece cüzdanı değil, vicdanı da yorar. Dünya kaynakları sınırlıyken, ihtiyacımız olmayan şeylere para harcamak hem doğaya hem de başkasının hakkına zarar vermek olabilir. Tasarruf, israftan arınmaktır. Arınmak da hafiflemektir.





📖 Kendi Hayatımdan Küçük Bir Ders



Bir dönem maaşım elime geçer geçmez uçup gidiyordu. Sonra küçük bir defter tutmaya başladım. Günlük ne harcadım, nereye gitti? Ay sonunda fark ettim ki; dışarda yediğim üç kahvaltı yerine evde yaptığım bir menemenle hem doyuyor hem de keyif alıyordum. O farkındalık birikti, birikti, zamanla küçük birikimlerime dönüştü. Kendime şu cümleyi çok söyledim:


“Sahip olduklarınla mutlu olmayı öğrenirsen, tasarruf etmek zor gelmez.”

🌿



Tasarruf etmek bir kısıtlama değil, bir bilinç meselesidir. Bugün yapacağın küçük fedakarlıklar, yarın kendine daha geniş bir alan açar. Maddi ve manevi olarak huzur içinde bir yaşam, çoğu zaman fazla sahip olmakla değil, azla yetinmeyi bilmekle başlar.




Eğer bu yazıyı okuduktan sonra cüzdanına şöyle bir bakarsan, belki şunu fark edersin:

“Ben aslında birikim yapabilirim. Yeter ki farkında olayım.”


25 Haziran 2025 Çarşamba

Bir Kelimenin Beni Götürdüğü Yer

 




Bazı kelimeler vardır. Bir kapıyı açar. Önce fark etmezsin… ama sonra bir bakarsın, rüzgâr olmuş, alıp götürmüş seni bilmediğin yerlere.


Mesela bugün “teslimiyet” kelimesiyle karşılaştım.

Bir yazının içinde, bir cümlenin sonunda… öylece duruyordu.

Basit bir kelime gibi. Ama bana öyle gelmedi.


O anda aklımdan şu geçti:

Acaba kaç insan gerçekten teslim olabiliyor?

Ruhuyla, kalbiyle, geçmişiyle, planlarıyla…


Biz, hep kontrol etmeye çalışıyoruz.

Hayatın direksiyonuna sıkı sıkı tutunmuşuz.

Ama bazen yollar, bizim çizdiğimiz haritaya göre ilerlemiyor.

O zaman direksiyonu bırakmak mı gerek? Yoksa daha mı sıkı tutmak?..


Teslimiyet belki de, “bırakmak” değil, güvenmek.

Bilmiyorsun ama inanıyorsun. Görmüyorsun ama hissediyorsun.

Bir kuş gibi, kanatlarını açmak gibi… gökyüzünün aklına.

Ve diyorsun ki: “Ey hayat, götür beni. Ben hazır sayılırım.”


Bugün ormanda yürürken kendimi fark ettim.

Yürümüyordum aslında. Düşünüyordum.

Teslimiyetin rengi nedir diye sordum kendime.

Yeşil olabilir mi? Çünkü doğa her şeye razı.

Rüzgâra, güneşe, yağmura, hatta kuraklığa bile…


Bir ağaç, “neden ben yaprak döküyorum” diye sormaz.

Bir çiçek, “neden bu mevsimde açtım” diye yakınmaz.

Teslimiyetin bir dili yok belki. Ama hâli var.

Ve ben o hâle çok uzaktım.


Ama bugün bir kelime beni o yola soktu.

Ve belki de artık, “kontrol” değil, “tevekkül” üzerine kurmalıyım hayatı.

Çünkü bazı şeyleri düzeltmek değil, anlamak gerek.

Anladıktan sonra, zaten her şey değişiyor.





🌿 

Senin Kelimen Ne?



Belki senin de zihninde dolanan bir kelime vardır.

Bir türlü anlam veremediğin ama peşinden gitmek istediğin…


9 Haziran 2025 Pazartesi

Bir Dua Ne Zaman Kabul Olur? — Zamanın Hikmetiyle Yaşamak”




🕊️


Bir duan vardır, dilinde yıllardır yankılanır. Her sabah yeniden istersin, her gece yeniden beklersin. Ama cevap yok gibi… O hâlde sormalı insan:


Dua ettim, neden hâlâ olmuyor?

Ya da daha doğru bir soruyla:

Belki de oluyordur, ama ben fark etmiyor muyum?



🍃


1. Duan Kabul Oldu Ama Farklı Bir Şekilde


Bazen bir şey isteriz: bir kişi, bir iş, bir haber… Ve gelmez. Ama yıllar sonra dönüp baktığımızda şunu fark ederiz:


“İyi ki olmamış…”

Çünkü dua sadece “evet” cevabını almaz.

Allah bazen,


“evet” der, hemen verir.

“hayır” der, daha iyisini saklar.

“bekle” der, seni olgunlaştırır.


Sen “olmuyor” sanırken, aslında senin için daha hayırlı olanı hazırlıyordur.

Çünkü duanın kabulü, senin hazır oluşunla da ilgilidir.



2. Zaman, Duaların Terbiyesidir


Allah zamanla çalışır. Duaları zamanın içinde ezer, yoğurur, bekletir.

Çünkü bazı dualar sadece ağızdan değil, kalpten çıkar.

Ve kalbin pişmesi zaman ister.


Belki duan kabul olacak…

Ama önce:

Kalbin genişleyecek

Sabır öğrenilecek

Zihnindeki acelecilik dinecek

“Her şey vaktinde güzeldir” sırrı içine yerleşecek


Sonra gelir o dua.

Öylece, tam yerinde ve tam zamanında…



3. Duanın En Güzel Hâli: Allah’a Teslimiyet


Dua sadece bir isteme değil, bir teslim oluş hâlidir.

Dua ederken aslında şunu dersin:


“Ben planlayamam ama Sen planlarsın. Ben bilmiyorum ama Sen biliyorsun.”


Gerçek teslimiyet, dua ettikten sonra olur.

Kabul olsun diye değil, yaklaşmak için dua edersen…

İşte o zaman iç huzur başlar.

Çünkü sen duasını yapan, gerisini Allah’a bırakan bir kalbe sahipsin artık.



🌿 


Belki senin duan kabul oldu ama


başka bir biçimde, başka bir yürek kıvamında, başka bir zamanda…


Unutma:


“Allah duaları işitir. Ama zamanı geldiğinde cevap verir.”


“Sizin ‘olmadı sandım ama sonra iyi ki olmamış dedim’ dediğiniz bir dua var mı?”

6 Haziran 2025 Cuma

🕊️ Kurban: Sadece Et Değil, Bir Yakınlaşma Çağrısı



Kurban…


Kulağa sadece bir bayram, bir kesim, bir paylaşım gibi gelir çoğu zaman. Ama aslında kurban, çok daha derin, çok daha kadim bir çağrıdır. Yalnızca bir hayvanın değil, insanın da kendi içindekileri Allah’a adaması, yakınlaşması, teslim olmasıdır.


🎗️ Kurban Nedir?


Kelime anlamı olarak “kurban”, Arapça “k-r-b” kökünden gelir ve “yaklaşmak” demektir. Kurban, bir Müslümanın Allah’a yaklaşmak niyetiyle belirli vakitte, belirli şartlara uygun olarak kesilen hayvandır. Ancak mesele yalnızca bir hayvan kesmek değildir. Asıl mesele, nefsin içindeki “ben” duvarlarını yıkmak ve “Ben her şeyi Senin için yaparım” diyebilmektir.


🕯️ Kurban Neden Kesilir?


Kurban, Hz. İbrahim’in Rabbinden aldığı o büyük imtihanla başlar. Oğlunu kurban etmeye hazır olan bir babanın teslimiyeti… Ve “Senin sadakatin bana yeter” diyen Rabbin lütfuyla, o oğul yerine kurban edilen koç…


İşte bu hikâye bize şunu hatırlatır:

🔸 Kurban, Allah’a teslimiyettir.

🔸 Kurban, sahip olduklarımızı verenin kim olduğunu unutmamaktır.

🔸 Kurban, en sevdiğimizi bile Allah için bırakabilme cesaretidir.


🕊️ Kurbanın Derin Manaları


Kurban, yalnızca et dağıtmak değildir. Onu ruhen yaşarsan, çok daha başka bir yere götürür insanı:

Nefsini kurban etmektir: Öfkeni, kibirini, benliğini, hırsını…

Bencilliği kesmektir: “Ben” yerine “biz” demeyi öğrenmektir.

Paylaşmaktır: Kimin neye ihtiyacı var diye gözetmektir.

Tevekküldür: Elindekinin sahibi olmadığını, sadece emanetçisi olduğunu bilmektir.

Allah’a “yakın” olmaktır: Kalbini, niyetini, amellerini temizlemektir.


Unutma, Allah’a ulaşan ne et ne kan, sadece takvadır… (Hac, 37)


🌸 Kurban Sadece Bayram Değil, Bir Farkındalıktır


Kurban Bayramı aslında bir fırsattır.

Kendine sormak için:

Ben Allah’a ne kadar yakınım?

Neleri kendimden çok seviyor, neleri gözümde büyütüyorum?

Hangi alışkanlıklarımı kurban edebilirim?

Kime iyilik edebilirim?

Kalbimi hangi fazlalıklardan arındırabilirim?


Kurban, sadece hayvan değil; hırs, kin, kıskançlık, gösteriş, tamah gibi ruhu boğan her şeyin kesilmesidir. Gerçek bayram, bu yüklerden arındıktan sonra gelir.



🕊️ Kurban Keserken Yapılabilecek Dua


“Allah’ım! Bu kurbanı Senin rızan için kesiyorum. İbrahim’in teslimiyetini, İsmail’in sadakatini, bu canımda yaşat. Beni de sevdiklerimi de Sana yakın kullardan eyle. Bu kurbanı bizden kabul buyur, bizi de Sana kurban olanlardan say. Âmin.”



📌 Son Söz


Kurban Bayramı, ruhun bayramıdır aslında. Yalnızca et dağıtmak değil, yürekten teslim olmaktır. Her kurban kesilişinde, kalbimizdeki putları da yıkabilmeyi dilerim hepimiz için…


Gerçek yakınlık, en kıymetli olanı Rabbine adamakla başlar.